Sevgili Günlük,
Bu Gepetto Usta var ya, iyice çığrından çıktı, iyice kayışı koparttı! Bunadı mı nedir? Taktı "Senin sünnet zamanın geldi" diye. Geçen sabah az daha kıl testeresiyle benim aletin ucundan azıcık talaş çıkartıyordu. Son anda fark ettim. Yaşına başına bakmadan kafayı koydum bunun suratına... Sünnet olacak olsam, çağırırım ünlülerin sünnetçisi Kemal Özkan'ı, olur da biter maşallah, sana ne oluyor? Koskoca Pinokyo'yum ben be! Sen sünneti düşüneceğine bünyeye dadanan tahta kurularına çare bul. Benim anlamadığım, madem konuşan kukla yapıyorsun be adam; şu işi fabrikasyona döksene! Neden ufacık marangozhanede ömür tüketiyorsun, paranın dibine vursana. Ama yok, sünepe gelmiş sinameki gidecek... Sanki kardeş istemem diyen var. Kanka olurlar bana fena mı? Bir de şu bitmek bilmeyen yalan söyleme burnun uzar geyiği... Sürekli dilinde bu. Madem dizaynı sen yapıyorsun, yalan söylenince uzayan burun niye yapıyorsun?! Ayrıca bırak uzasın. Dışarıda uzayan burnuma meraklı cıvırlarla yaşadıklarımı birebir anlatsam Gepetto'nun kalbi taşımayacak, bilmiyor. Cebime beş kuruş koyduğu da yok. Hem yalan söylemeyip ne yapayım? Beni eve atıp 'yalan söyle Pinokyo' diye yalvaran yaşı geçkin hatunlardan kazandığım paralar olmasa nasıl yaşarım?! Haa, diyeceksin ki yolun yol değil, haklısın! Ben çok mu memnunum sanıyorsun burnumu olmayacak işlere sokmaya?! Ama durum bu. Ey yumurtaya can veren rabbim; azıcık şu tahta kuluna da bir can ver de bitsin bu ızdırap!